(-i) 1. Bir süre için bir yerde tutmak: Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu. 2. (-den) Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak: “Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit’ten bahsediyordu.” -R. N. Güntekin.
(-i) 1. Bir süre için bir yerde tutmak: Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu. 2. (-den) Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak: “Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit’ten bahsediyordu.” -R. N. Güntekin.